20 Ağustos 2011 Cumartesi

Mescidi Nebevi'nin (Peygamber Mescidi) Tarihi


Eski adı ile Yesrib… Yesrib iken Hz. Peygamberin hicret etmesiyle Medinetü’l Münevvere olan, yani Allah’ın nuruyla ve İslam ile aydınlanan şehir…  ve Hz. Peygamberin yerleşmesiyle Medinetü’l Nebi yani Peygamber Şehrine dönüşen hicret yurdu…

Sevgili Peygamberimiz (sas), Mekke’li Müslümanlar ile birlikte Medine’ye ''hicret'' ettiklerinde tarih 12 Rebiyülevvel(Eylül) 622 cuma günüydü. Medineliler büyük bir sevinç ve coşku ile karşılamıştı hicret yolcularını… Peygamberimizi bir sevgi seli ile karşılayan Medineliler onu misafir etmek için adeta birbirleri ile yarışıyorlardı. Peygamberimiz, kendisini davet edenleri kırmamak için devesi Kasvâ’nın salıverilmesini ve onun çöktüğü yerde konaklayacağını söyledi. Peygamberimizin devesi Kasvâ, Neccaroğullarından Sehl ve Süheyl adlı iki yetimin üzerinde hurma kuruttukları düzlükte çökmesi üzerine buraya en yakın evin sahibi olan Ebu Eyyüp El-Ensari’ye misafir oldu.

Medine Şehrinin Peygamber Zamanında Tasviri


Sevgili Peygamberimiz, devesinin çöktüğü yerinde mescit olmasını istedi. Böylece devenin çöktüğü hurma ambarı Sehl ve Süheyl adlı iki kardeşten 10 miskal altına satın alındı ve engebeli olan arazi düzeltildikten sonra buraya mescidin ilk temeli atılmıştır.
Mescidin temeli taştan yapılmış ve duvarları killi topraktan yapılan kerpiçlerle örülmüştür. Bir adam boyundan yükseklikte duvar ile kuşatılan ilk mescit, üstü açık bir şekilde inşa edilmiştir. Peygamberimiz, mescidin inşaatında bizzat çalışmış ve inşaata rehberlik etmiştir.
Ortalama 7 ay süren mescidin inşaatı, 623 yılının Şevval(Nisan) ayında bitmiştir. Mescidin inşaatının devam ettiği süre içerisinde Peygamberimiz, Ebu Eyyüp El Ensari’ye misafir olarak kalmıştır.

İlk Mescidin Özellikleri
1. Mescidin temeli 3 zirâ (ort. 1,5 metre) taş temel, duvarı killi topraktan yapılmış kerpiç kullanılmıştır.
2. Mescidin uzunluğu 70 zirâ (ort. 34metre), genişliği 60 zirâ (ort. 29 metre) ve yüksekliği 5 zirâ(ort. 2,5 metre)dır. Alanı ortalama 1000 metre karedir.
3. Duvar yapısı Araplar arasında Semit olarak bilinen kerpiç üstüne kerpiç örülmesi ile Saide denilen bir kerpiç üstüne yarım kerpiç konulması tarzındaydı.
4. Mescidin ilk kıblesi Beytül Makdis (Kudüs) idi. Mihrap hurma kütüklerinden yapılmıştı.
5. Doğu duvarının güney kısmına Hz. Ayşe ve Hz. Sevde için iki adet oda yapılmıştı.
6. Mescidin güneybatı kısmında kimsesiz ve fakir Müslümanlar için Suffa adı verilen gölgelik yapılmıştı.

Mescidi Nebevi'nin İlk Hali

1.Rahmet Kapısı   2. Osman Kapısı  3. Güney Kapısı 4. Ayşe Kapısı 5. Hz. Peygamber Mihrabı  6. Hz. Ebubekir Evi  7. Hz. Ayşe Evi 8. Sevde r.a. Evi 9. Suffa 10. Kuzey Kapısı

İlk Mescidin Kapıları
1. Babu - Rahme (Rahmet kapısı): Babı- Atike adı da verilen batı tarafındaki kapıdır.
2. Babu - Osman (Osman kapısı) : Babı- Cibril(Cebrail) adı da verilen doğu tarafındaki kapıdır.
3. Babu- Cenubi : Mescidin güney cephesindeki kapıdır. (Kıble değiştikten sonra bu kapı kapatılarak tam karşısına kuzey tarafına kapı açılmıştır)
4. Hz. Ayşe (ra)’ın odasından mescide açılan kapı

Kıblenin Değiştirilmesi
Mescitte 16 ay boyunca Mescid-i Aksa’ya karşı namaz kılınmıştır. Müslümanlar, Hicri ikinci yılda (Miladi 624) Kıblenin değiştirilmesi ile ilgili ayet nazil olduktan sonra kıble kuzey yönünden güney yönüne alınmış ve Kabe’ye yönelmişlerdir.
Allah Resulü (sav), iki üç ay boyunca Hz. Ayşe sütunun orda namaz kıldırmış, daha sonra ise muhallaka sütunun yanında namaz kıldırmıştır. Burası Peygamberimizin namaz kıldırdığı yer olmuş ve mihrabı buraya yapılmıştır.
Kıble değiştirildikten sonra güney tarafındaki kapı kapatılmış bunun yerine kuzey tarafında Beytül Makdis kapısı adı ile yeni bir kapı açılmıştır.



Mescidin İlk Genişletilme Çalışması
Mescidin ilk genişletilme çalışması Hz. Peygamber zamanında yapılmıştır. Medine’de Müslümanların sayısının artması ile ihtiyaca cevap veremeyen mescit, Hicri yedinci yılda (Miladi 628) Hayber Seferi dönüşünde yeni ilaveler ile genişletildi. Kıble tarafı hariç üç tarafından genişletilen mescit kare planlı bir hale geldi ve ortalama 2500 metre kareye ulaştı.
Mescide yağmur ve güneşten korunmak için hurma ağacından direkler yapılmış, kirişler ile birbirine bağlanarak yaprak ve dallar ile örtülmüş ve üstü toprak ile kapatılmıştır.

1900'lü Yıllarda Medine


Hücre-i Saadet
Peygamberimiz ömrünün son zamanlarını eşi Hz. Ayşe’nin odasında geçirmişti. Peygamberimiz bu odada vefat etti ve buraya defnedildi. Daha sonra Hz. Ebu Bekir vefat ettiği zaman Hz. Ayşe validemiz birisi kocam diğeri babam diyerek Hz. Peygamberin can dostu ve en yakın arkadaşı olan Hz. Ebu Bekir’in Peygamberimizin yanına defnedilmesine müsaade etmiştir.
Hz. Ömer (RA), ölümüne neden olan suikastta yaralandığı zaman bu iki can dostunun yanına defnedilmek istemişti. Hz. Ayşe (RA), Hz. Ömer’i kırmayarak buna onay vermiş ve Hz. Ömer’de  Hz. Ebu Bekir’in yanına defnedilmiştir.

1908 Yılında Mescidi Nebevi


Hz. Ebu Bekir (RA) Dönemi
Mescidi Nebevi’ye Hz. Ebu Bekir döneminde bir değişiklik yapılmamıştır.
Hz. Ömer (RA) Dönemi
İkinci genişletme çalışması Hicri 17 yılında Hz. Ömer(RA) döneminde yapılmıştır. Bu dönemde Hz. Ebu Bekir(RA) ‘ın evinin tamamı, Peygamberimizin amcaları Abbas(RA) ve Cafer bin Ebu Talib’in evlerinin yarısı mescide katılarak 3575 metrekareye ulalmıştır. Ayrıca mescidin batı kısmına Bab-ı Selam (Selam Kapısı) adıyla yeni bir kapı açılmıştır.
Hz. Osman(RA) Dönemi
Hz. Osman(RA) döneminde de sahabelerin bir kısmının evleri alınarak mescide katılmış ve kıble tarafına doğruda mescit genişletilmiştir. Bu dönemde Mescidin sütunları taştan yeniden yapılmış ve tavanı sert bir ağaç ile kapatılmıştır. Ayrıca doğu ve batı tarafına revaklar yapılmıştır.
Hz. Ali (RA) Dönemi
Mescidi Nebevi’ye Hz. Ali döneminde bir değişiklik yapılmamıştır.

1970 Yılında Mescidi Nebevi


Emeviler Dönemi
Emevi Halifesi Velid bin Abdülmelik döneminde yapılan genişletme çalışmalarında, Hücre-i Saadet ve Hz. Fatıma’nın evi mescide katılmıştır. Mescidin dört bir köşesine yaklaşık 26 metre yüksekliğinde dört adet minare yapılmıştır. Bu dönemde Mısır’dan mozaik ustaları getirttirilerek duvarlar oymalı taştan yapılmış, mozaik ve mermerler ile süslenmiştir. Tavan yeniden yapılmış ve altın süslemeler ile bezenmiştir. Üç taraftan büyütülen mescit yaklaşık 7500 metrekarelik bir alana ulaşmıştır.
Abbasiler Dönemi
Abbasiler döneminde özellikle Sultan Mehdi zamanında çeşitli imar ve genişletilme çalışmalarına devam edilmiştir. Hicri 654 yılında mescitte ilk yangın meydana gelmiş, bu yangından sonra yapılan onarımda mescidin tavanı ile Hücre-i Saadet’in tavanı eşit hale getirilmiştir. Bu dönemde mescit 9300 metrekareye ulaşmış sütunların sayısı ise 290 olmuştur.
Memluklar Dönemi
Memluklar döneminde mescitte onarım faaliyetleri devam etmiştir. Mescitte ilk kubbe ahşap olarak Sultan Kalavun tarafından yaptırılmıştır. Hicri 886 yılında yıldırım düşmesi sonucu mescitte ikinci yangın meydana gelmiştir. Çeşitli imar faaliyetleri ile birlikte yangından sonraki en büyük onarımlardan biriside Sultan Kayıt Bay zamanında yapılmıştır. Mescidin onarımı yapılırken bütün minareler yeniden inşa edilmiştir. Ayrıca bu minarelere ilave olarak mescidin  güneydoğu köşesinde beşinci minareyi yaptırmış olup bugün halen mevcuttur.

Selam Kapısı (Bab'üs Selam)


Osmanlılar Dönemi
Osmanlılar döneminde ilk onarım faaliyeti Kanuni zamanında yapılmıştır. Sultan II. Mahmut zamanında ise Hücre-i Saadet’in üzerinde bulunan kubbe taştan yapılarak kurşunlanmış ve üzeri yeşile boyanmıştır. Bundan sonra kubbe, Yeşil Kubbe (Kubbetü’l Hadra) adını alarak bir simge haline gelmiştir.
Peygamber Mescidi, Osmanlı Sultanı Abdülmecit dönemine kadar yaklaşık 400 yıl boyunca önemli bir onarım görmemiştir. Sultan Abdülmecit, büyük oranda yıpranan mescidi H 1266 yılında kapsamlı bir onarım başlatmıştır.
İstanbul’dan gönderilen mimar ve ustalarla kapsamlı bir restorasyon yapılmış ve bu restorasyonda batı duvarı, minber, mihraplar ve ana minare sağlam ve orijinal olduğundan hiç dokunulmamış geriye kalan her şey onarıma alınmıştır.
Babü’s Selam (Selam Kapısı), muhteşem bir güzellikte yeniden yapılmıştır. Ayrıca her büyük onarım yapan sultan gibi mescide yeni bir kapı eklenmiş ve adına Sultan Abdülmecit anısına Mecidiye Kapısı denmiştir.
İstanbul’da hattat yarışması yapılmış ve birinci seçilen hattat olan Hattat Abdullah Zühdi, Medine’ye gönderilmiştir. Hattat üç yıl boyunca mescitte çalışarak bütün sütunların, mihrapların, kubbelerin, duvarların ve Hücre-i Saadet’in hatlarını yazmıştır.
Bu restorasyon sonunda mescit 10.940 metrekareye ulaşmış ve sütün sayısı toplam 327 olmuştur.

Mescidi Nebevi Genişletme Çalışmaları


Suudlar Dönemi
Suud Meliki Abdülaziz zamanında, 1949 – 1955 yılları arasında yapılan genişletme çalışmaları ile mescidin alanı 16.300 metrekareye ulaşmıştır.
Mescidi Nebevi’nin tarihindeki en büyük genişletme çalışmaları ise 1984 – 1994 yıllarında Melik Fahd bin Abdülaziz zamanında olmuştur. Bu çalışmada mescidin alanı 98.300 metrekareye ulaşmış ayrıca mescidin üst katında 67.000 metrekarelik namaz kılma alanı yapılmıştır. Mescidin çevresinde 235.000 metrekarelik bir avlu oluşturulmuş, böylece 650.000 kişinin aynı anda namaz kılabileceği bir alana ulaşılmıştır. Bu dönemde sayısı 6 olan minarelerin sayısı genişletme ile birlikte sayısı 10’a çıkarılmış, bodrum katı otopark olarak tasarlanmıştır.

Mescidi Nebevi'nin Kapılarından Birkaçı


Hücre-i Saadet


Mescidi Nebevi'nin Uzaydan Görünüşü